Beyaz – saflığın, ışığın, temizliğin, yumuşaklığın ve mükemmelliğin rengi, eskiler için bakirelerin masumiyetini çağrıştıran renk. Peki insanoğlunun ürettiği en eski ve en önemli pigmentlerden biri nasıl renk tarihinin en ölümcül pigmentlerinden biri olabilir?
Kayıtlara göre kurşunun oldukça zehirli bir madde olduğu ressamlar tarafından 1700’lü yıllardan beri biliniyordu. Ancak yine de bu şaşırtıcı derecede dayanıklı pigmente o kadar aşıktılar ki yine de onu kullanmaya devam ettiler. Ressam koliği olarak da geçen kurşun zehirlenmesinin yetişkinlerde görülen semptomları arasında baş ağrıları, karın krampları, eklem ve kas ağrıları ve yüksek tansiyon yer alır. Çocuklarda ise gelişimsel gecikmeler, öğrenme güçlükleri ve kilo kaybı yaşanabilir.
Kurşunu sadece Avrupa’da ressamlar değil, Japon geyşaları da yoğunluklu olarak kullanırlardı. Geyşaların kurşun beyazı cilt makyajı; siyaha boyadıkları dişleriyle çok güzel bir tezat oluşturuyordu. Kraliçe I. Elizabeth, yaşadığı çiçek hastalığından sonra yaralı cildini kapatmak için yapmış olduğu beyaz makyajını o kadar çok seviyordu ki, öldüğünde yüzünde bir santim değerinde olduğu düşünülüyordu.
Eskiden kurşun beyazı nasıl elde edilirdi?
Kurşun beyazının M.Ö. 4. yüzyıldan bu yana eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından çeşitli amaçlarla (kozmetik, merhem vs.) hazırlandığı biliniyor. Bu pigmentin elde edilişindeki zahmetli süreç Romalı doğa bilimci, filozof Yaşlı Plinius (Pliny the Elder) tarafından belgelenmiştir. Dikkat: Bu tarifin evde kesinlikle denenmemesi gerekir. Öncelikle toprak bir tencerenin/kabın dibine bir miktar sirke dökülür. Metal kurşun şeritler içerisine yerleştirilir. Ardından toprak kap taze hayvan gübresiyle çerçevelenir ve birkaç ay boyunca kapalı bir odada bırakılır. Gübre fermente oldukça karbondioksit açığa çıkar, sirke ile reaksiyona girer ve bu reaksiyon kurşunu kimyasal olarak aşındırarak şeritlerde beyaz bir kabuk oluşturur. Daha sonra bu kabuk kazınır, güneşte kurutulur ve öğütülür.
Binlerce yıldır pigment olarak kullanılmış olan kurşun beyazı yoğunluğu, mükemmel opaklığı, dayanıklılığı, hızlı kuruması, iyi işlenebilmesi ve sıcak tonlara sahip tek beyaz pigment olması nedeniyle 19. yüzyıla kadar her zaman pratik tercih olmuştur. Özellikle Hollandalı ressamlar arasında, Vermeer başta olmak üzere, oldukça yaygın olarak kullanılmıştır.
Vermeer, zamanın tüm diğer ressamları gibi kurşun beyazını diğer renkleri tonlamak için kullanmıştır. Seramik sürahiler, beyaz kumaşlar, beyaz badanalı duvarlar gibi beyaz nesneleri tasvir etmek için ana bileşen olarak kullanmıştır. Çıplak gözle bakıldığında en açık renkli alanların (highlight) çoğunun yüzeyinde beyaz kurşun parçacıklarının birikmesinden kaynaklanan grenli bir doku görülebilir.
Görüleceği üzere bu pigmentin saf hiçbir yanı olmamasına rağmen resimlerdeki parlaklığı ve ışıltısı inkar edilemez. Kurşun beyazı 1970’lerde yasaklanana kadar yaygın olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Kurşun beyazı yerine kullanılabilecek toksik özellikte olmayan en iyi alternatif “Flake White”tır, Türkçe’de kar tanesi beyazı olarak da bilinir. Flake White, tamamen yağlı boya olarak mevcuttur, akrilik boya, sulu boya vb. boya türlerinde bulunmamaktadır. Çünkü yağ içeriği pigmentin dış etkenlere maruz kalmasından kaynaklanan kararmayı korur. Flake White’ın yapısı ve karıştırma nitelikleri onu yağlı boya ressamlarının, özellikle de Lucian Freud'un favorisi haline getirmiştir.
Colorbox olarak önerimiz Winsor & Newton’ın hem Artists’ Oil Colour serisinde hem de Winton Oil Colour serisinde yer alan ve alternatif olarak kurşun beyazına en yakın özelliklere sahip Flake White rengidir. Winsor & Newton’ın Flake White’ı tıpkı orijinali gibi, titanyum beyazına göre daha düşük renk tonu gücüne ve daha hızlı kuruma oranına sahiptir. Ayrıca sıcak alt tonlu olduğundan, sıcaklığı ve berraklığı korumak için sıcak renklerle karıştırmak için de idealdir.
Yağlı boyalar ile ilgili merak ettiklerini ve sormak istedikleriniz için bize Instagram üzerinden ulaşabilirsiniz. @colorbox.com.tr