Renk Tarihinde Yolculuk: Ultramarin Mavi

İlginç
10.10.2023

Ultramarine Blue: Sanatın ve tarihin renk paletinde etkileyici varlığa sahip göz alıcı mavi bir renk tonu... Afganistan'dan gelen lapis lazuli taşıyla başlayan bu renk, yüzyıllar boyunca nasıl bir evrim geçirdi? İşte bu renkli yolculuğun hikayesi!

Ultramarin mavi, lapis lazuli adında bir taştan elde edilen doğal bir mavi pigmenttir. Lapis lazuli, genellikle Afganistan’dan çıkarılır ve bu konuda Afganistan, ultramarin mavi pigmentinin kaynağı olmuştur. "Ultramarin" kelimesi, kökenini ilk olarak bu yarı değerli taştan çıkarılan pigmentin geldiği deniz aşırı yerden dolayı Latincedeki "ultra" (ötesi) ve "mare" (deniz) kelimelerinden gelir.


 
Bahsedildiği üzere lapis lazuli çoğunlukla Afganistan'dan getirilirdi: Avrupa'ya ipek yoluyla taşınırken bu yolculukta önce yaya ve eşeklerle taşınır, ardından Suriye'deki gemilere yüklenerek Venedik'e gönderilir ve buradan da diğer Avrupa bölgelerine ticareti yapılırdı. En eski mavi pigmentlerden biri olan ultramarinin kullanımına ilişkin ilk kanıtlar, M.S. 6. ve 7. yüzyıllarda Afganistan'daki Bamiyan mağara tapınaklarında bulunabilir.

Lapis lazuli, lazurit, silikat ve piritten oluşan bir mineral karışımıdır ve bu maden taşı antik Mısır ve Sümer'de dekorasyon amaçlarıyla kullanılmış olmasına rağmen, mavi pigment hammaddesi olarak çok daha sonra çıkarılmıştır. 10. ve 11. yüzyıllara ait Çin resimlerinde, 11., 12. ve 17. yüzyıllara ait Hint duvar resimlerinde ve yaklaşık 1100'lü yıllara ait Anglo-Sakson ve Norman aydınlatılmış el yazmalarında kullanıldığına dair kanıtlar bulunmaktadır. 15. yüzyılda sanatçı Cennino Cennini, Il Libro dell’Arte adlı eserinde ultramarini "tüm pigmentlerin ötesinde görkemli, güzel ve tamamen mükemmel bir pigment" olarak tanımlamıştır.

Tüm bu güzelliğinin yanı sıra lapis lazuliden gerçek ultramarin pigmenti üretmek oldukça karmaşık ve zaman alıcı bir süreçtir. Ultramarin mavisinin elde edilme süreci, taşı ince bir toza öğütme, erimiş balmumu, yağlar ve çam reçini ile birleştirme, ardından ürünü seyreltilmiş kireç solüsyonunda yoğurma işlemlerini içerir. Doğu'dan kat edilen mesafelerle birlikte geçen zaman da hesaba katıldığında doğal ultramarin çok pahalı bir pigment haline gelmiştir. Hatta altından daha değerli olduğu düşünülüyordu, zira alınan verim oldukça düşüktü: 1 kg lapis lazuliden yalnızca 30 gram civarında pigment üretiliyordu.


 
Pigmentin bu derece değerliliği onun resimde nasıl kullanılacağını belirledi. Yüksek maliyeti nedeniyle ultramarinin kullanımı geleneksel olarak yalnızca İsa'nın veya Meryem Ana'nın giysilerine sınırlıydı. Alçakgönüllülüğü ve saflığı simgelemenin yanı sıra, bu pigmenti kullanmayı görevlendiren kişinin zenginliğini de simgeliyordu. Ayrıca bir zanaatkar müşterisi için yapacağı resimde ultramarin kullanmasını istediğinde faturasında bu pigment için ayrıca ücret alırdı. Bununla birlikte daha az dürüst zanaatkarların ultramarini indigo pigmenti ile değiştirmek ve aradaki farkı cebine koymak gibi hileli yöntemlere başvurdukları da kayıtlar altına alınmıştır.


 
17. yüzyılda Hollandalı sanatçı Johannes Vermeer, ultramarin pigmentini neredeyse tüm tablolarında yoğun bir şekilde kullanmıştır. Vermeer’in en önemli eseri olan İncili Küpeli Kız’ın türbanı ultramarin ve kurşun beyazı ile boyanmış; üzeri saf ultramarine glaze ile tamamlanmıştır.

Ultramarin, sentetik bir versiyonu icat edilene kadar pahalı bir pigment olarak kaldı. 1817'de İngiltere'deki Royal Sanat Koleji, sentetik ultramarin pigmenti üretebilen herkese bir ödül teklif etti. Fransız Hükümeti'nin Société d’Encouragement pour l’Industrie Nationale ise daha büyük bir ödül olan 6.000 Frank teklif etti ve ancak uzun yıllar sonra, 1828'de Fransız kimyager Jean-Baptiste Guimet başarılı oldu. Lapis lazuli karşısında bu pigmentin ayırt edilebilmesi için isim olarak Fransız Ultramarin (French Ultramarine) denildi. Guimeti’in Fransız ultramarini kil, soda, kömür, kuvars ve sülfür karışımından yapılır; önce yeşil bir ultramarin madde üretmek için ısıtılıp, öğütülür, yıkanır ve yeniden ısıtılarak mavi bir pigment haline getirilir. Fransız ultramarin, adını aldığı nadir ve pahalı ultramarin ile kimyasal olarak bire bir aynıdır.

19. yy.’dan bu yana lapis lazuli alternatifi olarak uygun fiyatlı ve etkili olması nedeniyle Fransız ultramarin mavi, orijinal mineral pigmentinden daha yaygın hale gelmiş olup; günümüzde bir sanatçının paletindeki vazgeçilmez bir renk olarak kabul edilmektedir. Gerçek lapis lazuli pigmentler ise hala üretilmekte, ancak artık ultramarin mavi olarak etiketlenmemektedirler. Sentetik versiyonu ile karşılaştırıldığında, lapis lazuli daha soluk bir renge sahip, kapsama gücü ve karıştırma gücü daha düşük bir renktir.


 
[Winsor & Newton Professional Sulu Boya Ultramarine (Green Shade) - Winsor & Newton Professional French Ultramarine Blue karşılaştırması]

Ultramarin mavisinin çeşitleri vardır; ancak temel olarak ikiye ayrılırlar: Fransız Ultramarin Mavi (French Ultramarine Blue) ve Ultramarin Mavi (Ultramarine Blue). French Ultramarine Blue genellikle sıcak alt tonlu olup, kırmızıya yönelir. Buna karşılık Ultramarine Blue daha soğuk alt tonlu olup, yeşile yönelir. Bir başka fark ise granülleşmeleriyle ilgilidir. French Ultramarine Blue, Ultramarine Blue’ya nazaran daha fazla taneciklidir ve özellikle sulu boyalarda granülasyona en uygun pigmentlerden birisidir. Son olarak Ultramarine Blue, transparan/yarı-transparan nitelikte olup; opak versiyonu bulunmaz. İpucu 1: Nötr tonlar oluşturulmak istendiğinde Burnt Sienna veya Burnt Umber ile karıştırılabilir. İpucu 2: Siyah oluşturmak için sanatçılar genellikle seçtikleri kahverengi ile Ultramarine Blue renklerini karıştırmayı tercih ederler.

Color Index International'da ultramarin mavi pigmenti P. Blue 29 “PB29” olarak tanımlanmaktadır.


 
Bahsedildiği üzere Ultramarine Blue şeffaf özellikte bir boyadır. Bu noktada Yves Klein’ın bu renge olan tutkusundan bahsedebiliriz. Pek çok sanatçı bir renk üzerinde hak iddia edemez ama Yves Klein için bu durum farklıdır. 1956 yılında karıştırdığı büyüleyici, derin deniz mavisi renk tonunu 1957 yılında International Klein Blue (IKB) adıyla tescil ettirmeyi başarmıştır. Ultramarin mavinin koyu bir tonu olarak görebileceğimiz bu yoğun, opak, canlı ve parlak rengi eserlerinde monokrom seriler halinde kullanmıştır.
 
Ultramarine Blue, sulu boya, akrilik boya vb. hangi ortam kullanılırsa kullanılsın her sanatçının paletinde bulunması gereken öncül bir renktir. Ultramarin mavi ile ilgili tüm sorularınız ve merak ettikleriniz için bize Instagram üzerinden ulaşabilirsiniz.

Son Eklenen Yazılar