
Halil Sezgin, İzmirli amatör bir ressamdır. Asıl mesleği güvenlik görevliliği olmasına rağmen, resme olan ilgisi pandemi döneminde dijital sanata yönelerek bir tutkuya dönüşmüştür. Sanatı herkes için erişilebilir kılma vizyonuyla, sanal sergiler düzenleyerek geleneksel sanat galerisi anlayışının ötesine geçmiştir. "Hayatın Renkleri" ve "Mars'ta Yaza Merhaba" gibi projelerle 70'ten fazla sanatçıyı bir araya getirmiş ve eserlerini dijital ortamda izleyiciyle buluşturmuştur. Yağlı boya ve akrilik gibi geleneksel tekniklerin yanı sıra dijital kolaj ve sanal galeri tasarımı gibi modern yöntemleri de kullanarak, sanatında doğa, günlük yaşam ve birliktelik gibi temaları işlemektedir. Halil Sezgin, sanatın sadece profesyonellerin değil, herkesin dünyasına dokunabileceğini gösteren yenilikçi bir sanatçıdır.
1997 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü, Grafik Ana Sanat Dalı'ndan mezun olmuştur. 1998'de Resim Öğretmenliğine atanmıştır. 2015 yılında Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat ve Tasarım Fakültesi Resim Bölümü Yüksek Lisans programını tamamlamıştır. 2013-2014 yılları arasında UPSD'ye üye olmuştur. 2016 yılında Atatürk Üniversitesi Resim Bölümü'nde misafir öğrenci olarak doktora dersleri almıştır. Yurt içinde ve yurt dışında birçok resim sergisinde yer almıştır.
1997 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü, Grafik Ana Sanat Dalı'ndan mezun olmuştur. 2015 yılında Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat ve Tasarım Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü'nde yüksek lisans programını tamamlamıştır. 2016 yılında ise Atatürk Üniversitesi Resim Bölümü'nde misafir öğrenci olarak doktora dersleri almıştır.
Sanatçı, soyut dışavurumcu bir estetik anlayışla özgün eserler ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım, modern bireyin dijital dünyayla olan ilişkisini sorgular. Sanatçının eserlerinde figür, artık kimlik belirleyici bir unsur değil, dijital verinin yarattığı dikkat dağınıklığı ve bilişsel yüklenme sonucu ortaya çıkan parçalı benliğin görsel yansımasıdır. Resimlerdeki yoğun katmanlı fırça darbeleri, dijital bilgi akışının ritmini, duygusal dalgalanmaları ve zihinsel karmaşayı simgeler. Renk seçimleri sadece estetik bir tercih olmayıp, aynı zamanda çağın duygusal haritasını gösteren önemli göndermelerdir. Kullanılan neon renkler dijital bir dünyayı ifade ederken, renk zıtlıkları bireyi doğal yaşamdan uzaklaştıran dijital yaşamın izlenimlerini sunar. Doğal yaşamın bulanıklaştığı ve iletişim biçimlerinin yeniden şekillendiği bu dijital çağda, sanatçının eserleri hem bireysel hem de toplumsal bir sorgulama sunar. Sanatçının doğadan esinlenerek ürettiği eserler ise neon renkli dönemine bir zıtlık oluşturmaktadır.